Sevgili dostlar, İslâm dini Yüce Kitabımız Kûr’ân-ı Mubîn’in; İlk Ayeti olan “oku,” emriyle, “hiç bilenle bilmeyen bir olur mu? Ancak akıl sahipleri öğüt alırlar,” ilkesiyle, Efendimiz aleyhisselâtüvvesselâm’ın: “İlim talebi her Müslümana farzdır,” Hadis-i Şerifiyle, Hz. Ali’nin: “Bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum,” sözüyle, öğrenmeye, öğretmeye ve okumaya verdiği değeri açıkça beyan etmekte, ilme verdiği önemi net bir şekilde ortaya koymaktadır. Bu itibarla Müslümanım diyen her öğretmene düşen vazife; kendisine, ailesine, yaşadığı topluma, hatta insanlığa sürdürülebilir bir hayat oluşturabilmek için, Kûr’ân-ı Kerim’in ve Sünnetin ışığı altında, ilim öğrenmesi ve öğretmesidir. Evet, Kûr’ân’ın ve Sünnetin ışığı altında! Çünkü yalnız Kûr’ân’ı ve Sünneti rehber edinen bir öğretmen, sağlıklı bir neslin yetiştirilmesi hususunda başarılı olacaktır. Zîra ilim, yalnız başına kişiyi dünya ve ahiret saadetine kavuşturamaz. Huzurlu, sağlıklı ve başarılı bir hayatın idamesi, ancak Kûr’ân ve Sünnetin ışığı altında verilen bir ilim ve eğitimle mümkündür.

Bir çocuğun ümmete, memlekete, insanlığa, hatta bütün mahlûkata faydalı bir birey olarak yetişmesi için, doğru ilimi ve eğitimi alması şarttır. Çünkü ilim; insanı doğru yola ilettiği kadar, yanlış yollara da götüren bir unsurdur. Doğru amaçlar için kullanıldığında insanlığa faydalar sağlayan ilim, farklı amaçlar için kullanıldığında; toplumu, aile yapısını, insan ahlakını, inanç ve değerleri hedef almakta, yanlış yola saptırıp ALLÂH’tan, Kitaptan, adaletten, vicdandan ve merhametten uzak bir hayat yaşamaya sürükleyerek, kişinin felaketine sebep olmaktadır. İşte bu sebepten; bir ilme sahip olan, bir şeyi derinlemesine tanıyıp mahiyetini idrak eden ve o bilginin hakikatine nüfuz eden her öğretmen, ders verdiği her talebesini, Kûr’ân’nın ve Sünnetin ışığı altında yetiştirmelidir. Bu, bu şerefli görevi üstlenmiş her öğretmenin üzerine, farzdır. Zîra öğretmenler, verdiği bilgilerle öğrencisinin hem bu dünya hayatından, hem de ahiret hayatından sorumludur. Çünkü eğitim; sadece belli bir sanat yolunda yetişme, gelişme, bilgi ve beceri elde etmek değildir. Bir çocuğa veya gence eğitim vermek; ona aynı zamanda İnancı, dini değerleri, toplum ilişkisi, aile bağları, kişilik gelişimi, âdab-ı muaşeret hususunda da kılavuzluk etmektir.

Peygamber efendimizin (s.a.v.) bu kutlu görevini meslek edinen, güzel amel ve ahlaklı bir yaşantı ile bütünleşen her öğretmenin, izlemesi gereken yol; Kûr’ân’ın ve Sünnetin yolu olmalıdır. Çünkü ancak ALLÂH’a ve Kûr’ân’a dayanan ilim, insanın karanlık dünyasını aydınlatıp, yoluna ışık tutabilir. Ve ancak böyle bir ilim tahsil etmiş kişi kendisine, ailesine, topluma ve insanlığa, hatta yaratılmış bütün canlılara fayda sağlayabilir. Zîra ALLÂH’a dayanmayan ve O’na götürmeyen ilim; ilim değil, cehalettir. Çünkü İnsanı ilmi öğrenme yetisi ile yaratan Yüce ALLÂH, onu hazır donanım ve bilgi ile yaratmadı. Belli imgeler ve emareler ile yoluna ışık tutup; yaşaması, ilerlemesi, öğrenmesi hususunda, kendi iradesine bıraktı. Bu bilgi ve emareler, Kûr’â’n-ı Kerim’de olduğuna göre; O’nun dışında bir yol izlemek, Kûr’ân ve Sünnetten uzak bir eğitim vermek veya almak, ilim tahsili değil, cehalettir, felakettir. İşte bu sebeple bizim toplum olarak, hayatımızı doğru yönlendirmemizde bize yardımcı olacak, aklımızı faydalı bilgilerle bezeyip bize doğru yolu gösterecek, Kûr’ân ve Sünnetin ışığı altında ilim öğrenen ve öğreten öğretmenlere ihtiyacımız vardır. Zîra hayat bir seyr-i seferdir. Ve bu sefere doğru bir kılavuz ile çıkmak lazımdır. Kılavuzsuz yola çıkanın, yoldan çıkması kaçınılmazdır.

Sözlerime son verirken, Kûr’ân’ı ve Sünneti esas alan her öğretmene saygı duymak ve bu saygıyı her daim ayakta tutarak gelecek nesillere aktarmanın üzerimize bir borç olduğunu hatırlatmak isterim. Gecesini gündüzüne katarak, öğrencilerine Hâkk’ı ve hakikati öğretip, onların vatana, millete, ümmete, insanlığa, faydalı birer birey olmaları için emek veren öğretmenlere saygı ve sevgilerimi sunar, ahirete irtihal eden bütün öğretmenlerimize ALLÂH’tan Rahmet niyaz eder, bu vesile ile de bütün öğretmenlerimizin 24 Kasım öğretmenler gününü kutlarım. Selâm ve duâ ile…

Ramazan SEVİLMİŞ