Tweet |
Talat Yavuz yaptığı basın açıklamasında; Milli Eğitim Bakanı Mahmut ÖZER başta olmak üzere bütün yetkililere sesleniyoruz. Öğretmeninize sahip çıkın?
“Geçtiğimiz günlerde bir TV kanalında öğretmenin öğrenci ve velisini dövdüğü haberleri çıktı. Gerçeği yansıtmayan bu tarafgir yaklaşımı uygun bulmuyoruz. Esasen mağdur edilenin okul yöneticileri ve öğretmenimiz olduğunu biliyoruz ve desteklerimizi ifade edeceğiz. Sendikamız öğretmenimizin yanında.
Görevi başında saldırıya uğrayan, sonra da şikâyet edilen arkadaşlarımızın yanındayız. Hukuk büromuz olaya taraf olmuş, avukatlarımız süreci takip etmektedir.
Mesai saatinde okulda olay çıkaran, agresif davranan, yetmezmiş gibi şikayet eden bu sorumsuzluğu tekraren kınıyor, yetkilileri göreve ediyoruz.
Bugün burada, Eğitim-Bir-Sen İstanbul 4 Nolu Şube olarak; Ders saatinde okul güvenliğini tehdit, görevi başındaki devlet memurunun dokunulmazlığını ihlal eden, okul koridorunda görevi başındaki personele saldırarak eğitim öğretimi engelleyen sorumsuz bir velinin, televizyon kanallarını da yanıltarak sistematik hale getirdiği şiddeti kınamak için toplanmış bulunuyoruz.
Öncelikle bu saldırıyı ve kamu çalışanlarına yönelik tüm şiddet eylemlerini kınıyor ve lanetliyoruz. Mete YELTEPE öğretmenimiz başta olmak üzere, idaresinden öğretmenine, öğrencisinden personeline kadar bütün arkadaşlarımızın yanlarında olduğumuzu belirtiyoruz.
Okullarımız da hastaneler gibi, vergi daireleri gibi, nüfus müdürlükleri gibi kamu hizmeti verilen yerlerdir. Her birinde yüzlerce yavrumuzun eğitim gördüğü okullarımızın güvenliği, diğer kamu kurumlarının güvenliğinden çok daha önemli ve önceliklidir. Okullara giriş çıkışın da, iş takibinin de, problem çözmenin de bir yolu ve yöntemi vardır.
Okullar kaba kuvvetle problem çözülecek yerler değildir. Eğitimciler her fırsatta kolayca itilip kakılacak, sahipsiz çalışanlar değildir. Hukuk sistemimiz, okul koridorunda işlediği cürmü örtbas etmek için kendisine önce başvuranların yanında değil; haklının, mazlumun, saldırıya uğrayanın yanında olmalıdır.
Bu okulumuza ve arkadaşlarımıza yaşatılan olaylar, sıradan olaylar değildir. Görmezden gelinerek geçiştirilecek olaylar hiç değildir. Zamana yayılmış, sistematik hale getirilmiş ve magazin haber peşinde koşan özensiz televizyon kanalları suç ortağı yapılmıştır. Öğrencilerimiz günlerce göz hapsinde tutulmuş, sağduyulu veliler tedirgin edilmiş, eğitim öğretim faaliyetleri akamete uğratılmıştır.
Yapılan yalan ve çarpıtılmış haberlerle, dersinin özelliği gereği bahçede olan öğretmen arkadaşımız saldırıya açık hale getirilmiştir. Tedirgin edilmiş, hedef seçilmiştir. Bu yapılan görevi başındaki memura saldırıdır, işlenmiş apaçık bir suçtur.
Ders saatinde, okul koridorunda çıkardığı olayları örtbas etmek için iftira atan ve bu iftiracının ürettiği yalan haberleri, magazinleştirerek, takla attırarak sözde haber yapan televizyon kanallarına gelin hep beraber şu soruları soralım:
Her gün onlarca velinin talebinin karşılandığı ve memnun ayrıldığı bir okulda neden sadece bu velimiz söylendiği gibi saldırıya uğrasın? Bu durum akla uygun mudur?
Spor eğitimi almış, alanında milli formayı giymiş ve ülkesine dünya şampiyonluğa getirmiş bir öğretmenin, isnat edilen suçu işlediğine inanmak için hangi gerekçeleriniz vardır, merak ediyoruz?
Buradan Milli Eğitim Bakanı Mahmut ÖZER başta olmak üzere bütün yetkililere sesleniyoruz. Öğretmeninize sahip çıkın?
Öğretmene şiddete ağır yaptırımlar getirin. Görevi başındaki öğretmene iftira atan, saldıran her kimse tutuklu yargılansın, karakolun bir kapısından girip diğer kapısından çıkmasın.
Okulların güvenlik problemlerini ivedilikle çözün. Bu alana bütçe ayırın.
Saldırıya, iftiraya uğrayan personelinizi arayın, sorun, hukuki destek verin, yanında olun.
CİMERİ kapatın, atılan her iftirayı soruşturmaya çevirmeyin. Devlet memuruna iftira atanlara, kanunun emrettiği karşı davayı açın, iftira suçundan ceza alanları ifşa edin, ifşa edin ki potansiyel saldırganlar ibret alsın.
Gün geçmiyor ki okullarımızdan şiddet haberleri gelmesin. Bizler artık güvenliğimizi birilerinin merhametine bırakmak istemiyoruz. Öğretmenlerle ilgili basının haber yapma biçiminden rahatsızız. Her gün reyting uğruna topluma pompalanan olumsuz haberler, şiddet sarmalına dönüşüyor, görüyor musunuz?
Bazı meslek gruplarına karşı aşırı duyarlı olan yetkililerimiz, biz öğretmenler söz konusu olunca acaba neden suskunluğu tercih ediyorlar? Daha kaç öğretmenimiz şiddete uğrasın, hayatını kaybetsin? Ne zaman adım atacaksınız? Sizin bu problemi görmeniz ve adım atmanız için Amerika’da olduğu gibi silahlı saldırılar mı olması gerekiyor?
Görevi başında saldırıya uğrayan, sonra da şikâyet edilen arkadaşlarımızın yanındayız. Hukuk büromuz olaya taraf olmuş, avukatlarımız süreci takip etmektedir.
Mesai saatinde okulda olay çıkaran, agresif davranan, yetmezmiş gibi şikayet eden bu sorumsuzluğu tekraren kınıyor, yetkilileri göreve ediyoruz” dedi.